Güncel Yazılar
Bin Yıllık Kardeşlik
Bugün her türlü duygu, his ve siyasi heyecandan uzak, vatan çapında ürkütücü bir çözülüş yangını ile karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz. Her sınıf ve zümre bu tehlikeli sürecin devasa derinliğinin ya farkında değil veya ilgisiz kalmaktadır. Buna karşılık Türk Milleti olup bitenlere şahit olmanın dehşetini anlamaya çalışmakta, gizlenemeyen bir kızgınlık ve şiddetin içine çekilmek istenmektedir. Bin yıllık kardeşliği yok etmeye çalışan şer ve nifak odakları amaçlarına ulaşmanın hayallerini yaparken, devlet ve milletin top yekün iptal ve imhaya götürecek korkunç planlarını bir bir devreye ne zaman koyacağının hesabını yapmakta, bir sosyal patlama beklentisi içinde hayal kurmaktadır. Bilmezler ki ülkem insanı yedi düvele hükmetmiş bir ecdadın torunlarıdır.Hiç bir zaman hırs ve ihtirasını aklının önüne koymamıştır.Bin yıllık kardeşliğini bozacak hiç bir eylemin içinde olmayacak şer ve nifak odaklarının amaçlarına hizmet etmeyecektir.Hele hele siyasal iktidar uğruna böyle böyle bir düzene hizmet etmeyecektir. Bin yıllık geçmişi yok sayarak sanki yeni bir buluş ve icatmış gibi siyaset iktidar beklentisi veya iktidarını koruma güdüsü içinde olan toplumun gerçek beklentilerini bir kenara bırakıp iktidarını muhafaza etme çabası içinde olan siyasetçilerin saptırdıkları hedeflere yönelmeyecektir.Aslında ülkem insanının kürt,alevi,sunni sorunu da yoktur. Var olduğunu iddia eden kesimler bireysel beklentilerini topluma mal etme çabası içinde bir yerlere gelme hırsıdır. Ülkem insanının gerçek sorunu çiftçinin toprağa küstürülmesidir. İşçinin, memurun devlete küstürülmesidir, milletin askere küstürülmesidir, hukukun adalete küstürülmesidir, Türk ailesinin atasına küstürülmesidir, milli kalkınmanın istikrara küstürülmesidir, devlet içi ahenkin (kurumların) birbirine küstürülmesidir. Memlekette gönül birliği, fikir birliği ve ümit birliği yok edilmeye çalışılmaktadır. Neticede el birliği, iş ve hizmet birliği de yerini karşılıklı yıldırıcı, yıpratıcı, birbirinden koparmaya, uzaklaşmaya bıraksın istenmektedir. Ülkem insanı siyasete küstürülmüştür. Siyasetin tek limanı ahlaktır denilmiş ancak her siyasetçi kendisine başka bir liman bulmuştur. Bu şartlarda doğrular tek olmaktan çıkmış herkese güne farklı doğrular üretilmiştir. Kısaca ülkem insanının sorunu aş, iş, ekmek sorunudur. Merhum siyasetçi Osman Bölükbaşı’nın “Zengin adamı hayırsız evlat, memuru süslü avrat, siyasetçiyi kuru inat batırırmış” sözü ile bitirelim, selamlar.
Bu yazı 25.12.2010 tarihinde eklendi ve 1661 kez görüntülendi
Adem Yazır Tüm Hakları Saklıdır